Hakaret; kişiye bir fiil isnadı ya da sövme suretiyle toplum nezdinde şeref, haysiyet ve itibarını zedeleyebilecek beyanlarda bulunmaktır. Peki, hakaret suçu nedir ve hangi sözler hakaret suçu oluşturur?
Nitekim Türk Ceza Kanunu da “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altıda hakaret içerikli beyanlarda bulunmayı suç olarak düzenlemiştir. Burada hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Madde gerekçesin de hakaretin suç olarak düzenlenmesinin; onur, şeref veya saygınlığın rencide olması, mağdurun başkalarının gözünde küçük düşmesi, onların hakaret ve husumetine, düşmanlığına maruz kalması sebepli olduğu belirtilmiştir.
İçerikler
Hangi Sözler Hakaret Suçunu Oluşturur?
Hakaret beyanının öncelikle; hedef aldığı mağdurun şerefini ve itibarını zedeleme kastıyla yapılmış olması gerekmektedir. Bu sözlü saldırı; herhangi bir somut olgu ve fiil isnadı ile sövme(küfür) şeklinde gerçekleştirilebilir.
Bunun yanında kişide var olan fiziksel ya da zihinsel engellilik hali yahut uzuvlarında herhangi bir noksanlığın rencide etme kastıyla söylenmesi de hakaret suçunu oluşturur. “kör”, “sakat”, “ama”, “akılsız”, “idiot”, “insana benzemeyen”, “topal” gibi sözler her ne kadar kişinin engeline yönelik söylenmiş olsa da aşağılama kastı bulunduğundan hakaret olarak kabul edilmektedir.
Kaba ve Nezaketsiz Sözler Hakaret Midir?
Kişiye karşı söylenen ve ağır eleştiri niteliğinde olan, haysiyeti zedeleme kastı taşımayan sözler hakaret olarak nitelendirilemez. Örneğin; “terbiyesiz”, “sen ne biçim memursun bir işi yapamıyorsun”, “sen de doktor kılığı bile yok, muayene olmam”, “bu işi beceremiyorsun, beceriksizsin”, “sen kimsin kim oluyorsun” gibi ağır eleştiri ve nezaketsiz olarak nitelendirilen sözler hakaret suçuna vücut vermeyecektir. Yine aynı şekilde “terbiyesiz”, “görgüsüz”, “riyakar” gibi sıfatları atfetmek de nezaketsiz ve kaba söz sayılıp hakaret olarak kabul edilmeyecektir.
Burada önem arz eden nokta ünlü ve kamuoyunca tanınmış kişilere, politikacılara, sanatçılara yapılan eleştirilerin herhangi bir kişiye yapılan eleştiriden daha ağır olabileceği ve bunun da hakaret sayılamayacağıdır.
Özellikle siyasetçiler açısından Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere; kamuya mal olmuş kişilerin, sıradan insanlara nazaran eleştiri sınırı daha geniş olmalıdır ve görevlerinden dolayı bu eleştirilere katlanma yükümlülüğü vardır.
Kimi cümlelere eklenen “ulan” ya da “lan” kelimesini ise bu hususta tam olarak fikir birliği olmamakla birlikte Yargıtay hakaret olarak kabul etmemekte ve kaba hitap tarzı olduğuna hükmetmektedir.
Beddua Etmek Hakaret Midir?
Beddua; bir kimsenin daha kötü bir duruma gelmesini dileme amacıyla kullanılan söz gruplarıdır. Dolayısıyla kişinin onurunu zedeleme ve aşağılama kastı olmadığından hakaret olarak kabul edilmez. Nitekim Yargıtay 18. Ceza Dairesi de; “Hakaret suçunun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye mâtuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispî olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnâdını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın mağdurlara söylediği kabul edilen ‘Allah belânızı versin’ şeklindeki beddua ve kaba hitap tarzı sözlerin, mağdurların onur, şeref ve itibarını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkemece verilen hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” hükmünü kurmuş ve bedduanın hakaret olamayacağına kanaat getirmiştir.
Bu minvalde; “Allah belanı versin”, “ inşallah geberirsin”, “cehenneme git” , “Allah seni kahretsin” gibi muhatap alınan kişiye karşı yansıtılan kötü dilekler hakaret değildir.
Sosyal Medyada Hakaret Suçu
Hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 2.fıkrasında; “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” diyerek sosyal medya üzerinden ya da telefon aramaları ve mesajları kullanılarak edilen hakaret içerikli beyanlarında tıpkı yüze karşı edilen hakaret gibi cezalandırılmasını öngörmüştür.
Günümüzde Facebook, İnstagram, Twitter, Tiktok gibi sosyal medya uygulamalarının yaygınlaşması, çoğu zaman sahte kimliklerle hesap açılmasıyla bu platformlardan hakaret suçunu işlemek kolaylaşmaktadır.
Sosyal medya üzerinden yapılan hakarette mağdur gönderinin silinme ihtimaline karşı ekran görüntüsü almalı ve şüphelinin kimliğinin belirlenebilir olmasına dikkat etmelidir. Zira bu gibi sosyal medya şirketlerinin merkezleri Amerika’da bulunduğundan ve Türkiye’de olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri’nde hakaret suç teşkil etmediğinden kullanıcı bilgileri adli makamlarla paylaşılmamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin kimliği tespit edilip ifade ve savunmasının alınması imkansız hale gelmekte ve çoğu zaman soruşturma bu sebeple yürütülememektedir. Ancak hakaret edenin kimliği belli yahut belirlenebilir durumdaysa şikayete bağlı olarak soruşturulan hakaret suçu kapsamında sosyal medya üzerinden şahsınıza yapılan hakaretin başsavcılıklar nezdinde bulunacağınız beyan ile soruşturulmasını sağlayabilirsiniz.
Bunun yanında; Microsoft Türkiye temsilciliği mevcut bulunduğundan mail adresi tespit edilebilen kullanıcıların da IP bilgisi ile kimlik tespiti yapılabilmektedir.
Kamu Görevlisine Hakaret Suçu
Türk Ceza Kanunu 125. madde ilk fıkrada hakaret suçunun basit hali düzenlenirken 3. fıkrada nitelikli yani daha fazla cezayı gerektiren haller sayılmıştır. Bunlardan biri de; kamu görevlisine görevinden dolayı hakarettir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; kamu görevlilerine yapılan her hakaretin değil sadece icra ettikleri görevlerinden dolayı edilen hakaretlerin nitelikli hali teşkil edeceğidir. Örneğin; bir doktora yapmış olduğu görevinden dolayı hakaret edildiğinde nitelikli hali teşkil ederken, diyelim ki bir trafik tartışmasında edilen hakaret, kamu görevinden dolayı edilmediğinden basit hali teşkil edecektir.
Dini İnanç Dolayısıyla Edilen Hakaret Suçu
Kanunda dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı kişiye hakaret edilmesi halinde bunun da nitelikli olarak değerlendirilip soruşturma ve cezalandırmasının buna göre yapılacağı belirtilmiştir.
Yani bir kişinin sahip olduğu dini inanç , siyasi görüş, düşünce ve kanaat açıklaması sebebiyle hakaret edildiğinde basit hakaret suçuna göre daha ağır şekilde cezalandırılacaktır.
Yine aynı şekilde kişinin dini inancına göre kutsal sayılan değerlerden bahisle hakaret edildiğinde de nitelikli hal sayılacaktır.
Alenen Hakaret Suçu
Hakaret beyanının alenen işlenmesi hali de kanunda nitelikli hal olarak sayılmış olup, verilen cezanın 1/6 oranında arttırılmasını gerektirmektedir.
Bu suçun alenen işlenmesinden kasıt, belirsiz sayıda kişinin edilen hakarete şahitlik etmesi demektir. Burada kişinin onur ve haysiyetini zedeleyen beyanları çok sayıda kişi algılayabilmekte ve bu yolla aslında hakaretin suçunun cezalandırılmasıyla korunan mağdurun şeref ve saygınlığı daha fazla zarar görmektir. Bu sebeple de daha fazla cezayı gerektirir hal olarak kanunda yerini almıştır.
Bir cadde üzerinde bağırarak edilen hakaret; televizyon, Youtube ya da çeşitli medya araçlarıyla edilen hakaret ve sosyal medya üzerinden edilen hakaret alenen edilmiş sayılır ve buna göre cezalandırılır.
Karşılıklı Hakaret Suçu
Türk Ceza Kanunu 129. Maddede kişilerin karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmesi hali cezasızlık ya da hakimin takdirine göre verilen cezadan indirim sebebi olarak düzenlenmiştir.
Örnek vermek gerekirse birine karşı edilen “ge…” şeklindeki hakarete karşılık, “ap…” diye hakaret edilmesi halinde karşılıklı hakaret söz konusu olacaktır. Yapılan karşılıklı hakaret beyanının aynı anda olması da bu anlamda şart değildir.
Gıyapta (Yoklukta) Hakaret Suçu
Hakaret suçunun mağdurun bulunmadığı bir ortamda işlenmiş sayılması için; beyanda bulunulduğu anda en az 3 kişi tarafından ihtilat edilmesi gerekmektedir. Bu 3 kişi mağdur dışındaki kişilerdir.
Hakaret beyanı mağdura yönelik değil de mağdur haricinde en az 3 kişiye bildirildiğinde gıyapta hakaret suçu meydana gelmiş olacaktır. Mesaj ya da elektronik ileti ile gıyapta hakaret edildiğinde de en az 3 kişinin olduğu sohbet grubunda ya da ayrı ayrı 3 farklı kişiye bu beyanın iletilmesi gerekmektedir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
Cumhurbaşkanı’na edilen hakaret suçu ve cezası kanunda ayrı bir maddede düzenlenmiştir. Burada Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı korunmak istenmiş ve Cumhurbaşkanı’nın şeref ve haysiyetinin zedelenmesinin makamın itibarı gereği önüne geçilmek istenmiştir.
Koruduğu değer açısından Cumhurbaşkanı’na hakaret oluşturacak beyanların sınırı da geniş tutulmaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret TCK 299. maddede düzenlenmiş olup, basın-yayın yoluyla, internet, sosyal medya ve elektronik ileti yoluyla da işlenebilmektedir. Kanunun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunda olduğu gibi 299. madde de aleni olarak bu suçun işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
Kimi beyanlarda direkt cumhurbaşkanından bahsedilmese de hakaret beyanı matufiyet koşulunu sağlıyor olabilir. Yani söylendiğinde kimden bahsedildiği anlaşılabiliyorsa isim zikredilmese dahi suç olarak kabul edilmektedir. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun kovuşturması madde metninde yapılan düzenleme ile Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlanmıştır.
Sağlık Çalışanlarına Hakaret
Sağlık çalışanlarına hakaret edilmesi özel bir düzenlemeye bağlanmış olup; 7243 sayılı Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda da değişiklik yapılmış ve; “Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan kasten yaralama (madde 86), tehdit (madde 106), hakaret (madde 125) ve görevi yaptırmamak için direnme (madde 265) suçlarında; ilgili maddelere göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılır.” hükmü eklenmiş ve ayrıca verilecek hapis cezasının da ertelenemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Şarta Bağlanmış Beyanlar Hakaret Sayılır Mı?
Günlük tartışmalarda sıkça kullanılan “yapmazsan şe…”, “gelmezsen en ad…” gibi bir şart öngörülmüş hakaret gibi görünen beyanlar yüksek mahkeme içtihatlarınca aşağılama ve haysiyeti zedeleme kastı olmadığından hakaret olarak kabul edilmemiştir.
Hakaretin Haksız Fiile Tepki Olarak Söylenmesi
Türk Ceza Kanunu’nun 129. maddesinde haksız fiile tepki göstermek amacıyla söylenen hakaret nitelikli beyanların mahkemenin takdirine göre hiç cezalandırılmayabileceği gibi cezada 1/3 oranına kadar indirim yapılabileceğine hükmedilmiştir.
Örneklemek gerekirse; arabasını çizen birine “gerizekalı, şerefsiz” diyen biri hakaret suçunu işlemiş olmakla birlikte kendisine yöneltilen haksız fiile tepki gösterdiği için hakkında kanunun 129. maddesi uygulanacak ve hakim takdirine göre ya hiç ceza almayabilecek ya da indirim uygulanacaktır.
Ancak kasten yaralama suçuna karşı hakaret beyanı ile tepki gösterilmesi halinde burada mahkemenin takdiri söz konusu olmayıp kişiye hiç ceza verilmeyecektir. Buradan yola çıkarak; kendisine yumruk atan birine “o…u” , “p…k” gibi bir beyanla tepki veren kişiye hakaret suçu işlendiğinden bahisle ceza verilemeyecektir.
Hakaret Suçu Nasıl İspatlanır?
Peki, hakaret suçunun ispatı nasıl olur? Hakaret suçu mağdurun şikayeti ile birlikte soruşturmaya başlanır ve hakarette bulunduğu iddia edilen kişiye karşı soruşturma başlatılır. Ceza Hukuku re’sen araştırma ilkesini benimsemiş olmakla beraber, şüphelinin kimliğinin veya bu suçu işlediğinin hiç delili yoksa kovuşturmaya yer olmadığına karar verilip dosya kapatılabilir. Mahiyeti itibariyle genel olarak yüz yüze ya da telefon konuşması esnasında yapılan hakaretlerin ispatlanması noktasında sorun yaşanmaktadır. Bu gibi durumlarda tanık delili önem arz etmekte ve edilen hakarete şahitlik edecek şahısların dinlenmesi failin cezalandırması koşulu haline gelmektedir. Telefonla yapılan görüşmelerde alınan ses kayıtları her ne kadar hukuka aykırı delil teşkil etse de yerleşik yüksek yargı kararlarında başka şekilde delil etme olanağının bulunmaması halinde ses kaydının delil olarak nitelendirilebileceği öngörülmüştür.
Sosyal medya, mesaj ya da elektronik ileti yoluyla işlenen hakaret suçunu ispat nispeten kolay olmakla beraber bu iletilerin kaybolma ihtimaline karşı ekran görüntüsü şeklinde kayıtlarının alınması ve özellikle sosyal medyada işlenen hakaret suçu açısından failin kimliğinin belli ya da belirlenebilir olması gerekmektedir.
Hakaret Suçu Cezası
Peki, hakaret suçu cezası nedir? Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde sayıldığı üzere basit hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, dini inanç, siyasi görüş ve dini değerlerin aşağılanması şeklinde işlenmesi halinde ise verilecek ceza bir yıldan az olamayacaktır. Kanuna göre; suçun alenen işlenmesi halinde ise altıda bir oranında artırım yapılması gerekmektedir.
Karşılıklı hakaret ve haksız fiile tepki olarak hakaret durumlarında ise cezasızlık ve cezada indirim sebepleri öngörülmüştür.
Hakaret Suçunda Şikayet Süresi
Hakaret suçunun basit hali mağdurun şikayetine bağlı olarak soruşturulmaktadır. Mağdur hakaret beyanını öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmalı ve her halde dava zamanaşımı süresinde şikayet hakkını kullanmış olmalıdır. Aksi durumda şikayet hakkı zamanaşımına uğrayacaktır.
Burada belirtmek gerekir ki; Türk Ceza Kanunu 131. madde; “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.” hükmünü amir olduğundan kamu görevlisine karşı görevinden dolayı edilen hakaret ve ayrıca cumhurbaşkanına hakaret suçu şikayete tabi olmayıp mağdurun şikayeti olmasa da cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma yapılabilecektir.
Şikayete tabi olan basit hakaret suçu uzlaşmaya tabi olup soruşturma ve yargılamanın her aşamasında iki taraf arasında uzlaşma sağlanarak dosyanın yargılamasına son verilebilmektedir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Hakaret suçu yargılamada görevli mahkeme “Asliye Ceza Mahkemeleri” olup, yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Suçun işlendiği yer tayin edilirken de hakaret beyanını mağdurun nerede öğrendiği dikkate alınmaktadır. Uygulamada bunun tespit edilebilirliği olmadığında ise mağdurum resmi ikametgahında bu hakaret beyanına vakıf olduğu ve suçun da burada işlendiği varsayımıyla mağdur ikametgah adresi Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yargılama yapılmaktadır.
Ceza Hukuku ile ilgili anlaşmazlıklarınız için detaylı bilgi almak ve bize ulaşmak için bizi arayabilir yada iletişim formumuzu doldurabilirsiniz.